Aşık Edebiyatı, aşık denilen saz şairlerinin oluşturduğu bir edebiyattır; 16. yüzyılın başlarında başlayıp günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Aşık Edebiyatında söz kadar müzikte önemlidir; aşıklar bağlama, cura, tambura gibi sazlar kullanırlar.
İlk döneminde Anonim Halk Edebiyatı etkisinde sade ve kıvrak bir dille ve hece ölçüsü ile yazılan eserler ikinci döneminde Divan Edebiyatının etkisi altına girmiş ve Divan Edebiyatı nazım şekilleri ve aruz ölçüsü ile yazılmaya başlanmıştır. En çok kullanılan ölçüler 11’li, serbest duraklı 8’li ve 7’li hece ölçüleridir. Aruz ölçüsünde ise en çok divan, semai, kalendiri ve selis kalıpları kullanılır. Temel nazım birimi dörtlüktür fakat çeşitli nedenlerle değişebilir.
Aşık Edebiyatının gelişme alanı genelde kahvehaneler, asker ocakları, kervan saraylar, bozahaneler, tekkeler ve konaklardır. Aşık; sevilen, geniş halk kitlelerine seslenen, halkın günlük yaşantısını konu alan halk şairidir. Aşıklar; sözlü olarak süregelen edebiyatımızın ünlü aşıkları yanında öğrenir, onlardan mahlas alır, aşıklığın tüm özelliklerini öğrendikten sonra sazları ile diyar diyar dolaşırlar. Şiirlerinde aşkı, doğayı, mertliği ve yiğitliği dile getirirler.
Bazı Aşıklarımız ve Şiirlerinden Örnekler :
Köroğlu :
Kimisi pınar başında
Kimisi yolun dışında
Al giyen on beş yaşında
İlle mavili mavili
Kimisi dağlarda gezer
Kimisi incisin dizer
Al giyen bağrımı ezer
İlle mavili mavili
Kimisi odun devşirir
Kimisi kahvesin pişirir
Al giyen aklım şaşırır
İlle mavili mavili
Köroğlu’m der ki n’olacak
Taktir yerini bulacak
Mavilim kaldı alacak
İlle mavili mavili
Ölçüsü :
Nazım Birimi :
Teması :
Öksüz Dede :
Alnıma yazılan kara yazılar
İmirza’m babanın iki gözüdür
Sarayda beslenmiş körpe kuzudur
İmirza’mı hoşça tutun ağlar
Değme kıyar m’ola oğluna
Saldı garipliğe bakar yoluna
Bizden selam olsun Osman Oğluna
İmirza’mı hoşça tutun ağlar
Akar gözlerimden kan ile yaşım
Dün ü gün hasretlik çekmedir işim
Hem ehlim ayalim oğlum yoldaşım
Şunları da hoşça tutun ağlar
Öksüz Dede durmaz söyler sözünü
Hak’ka doğru tutup gider özünü
Bizim için öpün iki gözünü
İmirza’mı hoşça tutun ağlar
Ölçüsü :
Nazım Birimi :
Teması :
Kayıkçı Kul Mustafa :
İpdida Bağdad’a sefer olanda
Atladı hendeği geçti Genç Osman
Vuruldu sancaktar kaptı sancağı
İletti bedene bedene dikti Genç Osman
Sultan Murad eydür gelsin göreyim
Nice kahramandır ben de bileyim
Vezirlik isterse üç tuğ vereyim
Kılıcından al kan saçtı Genç Osman
Kul Mustafa karakolda gezerken
Gülle kursun yaprak gibi yağarken
Yıkılası Bağdad seni döğerken
Şehitlere serdar oldu Genç Osman
Ölçüsü :
Nazım Birimi :
Teması :
Katibi :
Sevdasını başımızda
Görür nazlanı nazlanı
Sülün gibi karşımızda
Yürür nazlanı nazlanı
Lebinden akar zülali
Gülü benzer rüh-u ali
Ben kuluna bir şeftali
Verir nazlanı nazlanı
Gözümden akan kan gibi
Güzellere sultan gibi
Hublar üstünde han gibi
Durur nazlanı nazlanı
Aşıkı mest eder sözün
Bin kan eder ela gözün
Kakülüyle ol mah yüzün
Bürür nazlanı nazlanı
Mustafa meteder seni
Terkedip de gitme beni
Takıp boynuna zülfünü
Sürür nazlanı nazlanı
Ölçüsü :
Nazım Birimi :
Teması :
Kuloğlu :
Uzaktan merhaba olmaz
Gel ey mestane bakışlım
Kolların boynuma dola
Dile mestane bakışlım
Seni sevenler unutmaz
Hayalin karşımdan gitmez
Padişahlar hiç zulmetmez
Kula mestane bakışlım
Der Kuloğlu güne güne
Melek gelmemiş cihane
Her sözüne bir bahane
Bula mestane bakışlım
Ölçüsü :
Nazım Birimi :
Teması :
Karacaoğlan :
Ala gözlü benli dilber
Sen d’olasın benim gibi
Zülfün sökük boynun bükük
Sen d’olasın benim gibi
Bahçende güller bitmesin
Dalında bülbül ötmesin
Kapından cerrah gitmesin
Sen d’olasın benim gibi
Gül yerine diken bitsin
Kuş yerine baykuş ötsün
Gözün yaşı sele gitsin
Sen d’olasın benim gibi
Karac’oğlan der mert gibi
Yanar yüreğim od gibi
Bir ok yemiş boz kurt gibi
Sen d’olasın benim gibi
Ölçüsü :
Nazım Birimi :
Teması :
Hiç yorum yok: