Türkçe, dünya dilleri arasında yapı yönüyle sondan eklemeli diller grubunda; köken
bakımından da Ural – Altay dil
grubunun Altay dilleri ailesinde yer almaktadır.
Ural – Altay dilleri, diğer dil aileleri
gibi sağlam bir aile oluşturmazlar. Bu gruptaki diller arasındaki yakınlık,
köken akrabalığından ziyade yapı yönüyle benzerlik şeklinde ortaya çıktığı için
sınıflandırmanın dil ailesi yerine dil grubu olarak yapılması görüşü
benimsenmektedir.
Ural grubu dilleri konusunda derinlemesine
yapılan araştırmalar, bu gruptaki dillerin akrabalığını kesinleştirmektedir. Doerfer, Nemeth, Bang, Clauson gibi
bilginler, Altay dil ailesine giren dillerin köken akrabalığından ziyade kültür
akrabalığı üzerinde dururken Menges,
Poppe, Räsänen ve Ramstedt gibi
bilginler araştırmalarına dayanarak bu diller arasındaki köken akrabalığını
ispatlanmış sayarlar.
Son yıllarda Altaiystik başlı başına bir
araştırma alanı olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Ural – Altay dilleri
teorisi ve Altay dilleri teorisi hakkındaki araştırmalar geliştikçe bu konuda
daha detaylı ve tutarlı bilgilere ulaşılacaktır.
Altay dil ailesinin ortak özellikleri şöyle
özetlenebilir:
1. Bu gruptaki dillerin hepsi yapı yönüyle
eklemeli dildir.
2. Ön ekler (artikeller) yoktur.
3. Kelime türetme ve çekim son eklerle
yapılırken köklerde değişme olmaz. Eklerdeki zenginlik ve çeşitlilik dikkat
çekicidir.
4. Söz diziminde yardımcı unsurlar
(tamlayanlar, belirtenler) önce, asıl unsurlar (tamlananlar, belirtilenler)
sonra gelir: insanlık hâli, sözün
doğrusu. Mustafa, türkü söylerken kendinden geçiyordu.
Sıfatlar isimlerden önce kullanılır. yeşil ördek, anlayışlı öğrenci, kahraman
ordu. Sayı bildiren kelimelerden
sonra çokluk eki kullanılmaz:, beş
kardeş, üç kafadar, bin konut.
Cümleler, cümleyi oluşturan unsurların
ilgisi bakımından, gelişmekte olan düşüncelerin akla geliş sırasına göre değil,
tamamlanmış bir düşüncenin düzenli bir hiyerarşisi şeklinde kurulur.
5. Bu dillerde gramatik cinsiyet yoktur.
Bu sebeple cümlelerde cinsiyet farkından
kaynaklanan değişiklik yapılmaz: Müdür –
müdire, memur – memure, Halit – Halide; he – she gibi.
6. Soru eki vardır.
7. Aynı şekilden kaynaklandığı saptanan
ortak ekler vardır. Türkçe ile Moğolca arasında bu ortaklık daha belirgindir.
8. Altay dilleri ses özeliklerine göre
karşılaştırıldığı zaman birtakım ortaklıklar görülmektedir. Bunlardan en
belirgin olanı, ünlü uyumudur. Kelime başında l, r ve ñ ünsüzlerinin bulunmaması diğer bir ortaklıktır.
Hülasa;
1.Türkçe, köken bakımından Ural-Altay dil
ailesinin Altay koluna mensuptur.
2.Türkçe, yapı bakımından eklemeli
diller grubundandır. Değişmez kökler, yapım ve çekim ekleri vardır. Öncelik
yapım eklerinindir. Yapım ekleri anlam; çekim ekleri de görev belirler.
3.Türkçe, sondan eklemeli bir dildir.
4.Türkçe’de
kalınlık-incelik ve düzlük-yuvarlaklık uyumları vardır. Ünsüzler arasında da
sertlik-yumuşaklık uyumu vardır.
5.Söz diziminde
kelimeler yardımcı öğelerden ana öğeye doğrudur.
TÜRKÇENİN BAŞLICA ÖZELLİKLERİ
1.Türkiye Türkçesinde
uzun ünlü yoktur.
2. “o”
ve “ö” sesleri Türkçe kelimelerin sadece ilk hecesinde bulunur.
3.”j”
sesi Türkçe kelimelerde yoktur.
4.Türkiye
Türkçesinde “c, g, l, m, n, r, v, j, f” sesleri pekiştirmeli kelimelerle ses
taklidi (yansıma) kelimeler dışında başta bulunmazlar.
5.
Yumuşak ve süreksiz olan “b, c, d, g” sesleri, bazı istisnalar dışında sonda
bulunmazlar.
6. Bir
hecede iki ünlü yan yana bulunmaz.Birleşik kelimeler bu kuralın dışındadır.
7.
Türkçe kelimelerin köklerinde birkaç istisna dışında iki ünsüz yoktur.(anne, elli)
8.Türkçe
kelimelerin başında çift ünsüz bulunmaz.
9.Türkçe
kelime ve hece sonunda bütün çift ünsüzler bulunmaz.
Ancak
şu çift ünsüzler bulunur:”-lç,
-lk,-lp,-lt,-nç,-nk,-nt,-rç,-rk,-rt,-rs,-rp,-st.”
10.
Türkçe kelimelerin başında ve sonunda üç ünsüz bulunmaz. Kesime ortasında üç
ünsüz bulunur. Bunların hepsi aynı hecede değildir.
11.Türkçe
kelimelerde genelde ses uyumları vardır.
TÜRK
YAZI DİLİNİN TARİHÎ GELİŞİMİ
Türk dilinin tarih
içindeki gelişimini şu şekilde sınıflandırabiliriz:
1.Eski Türkçe
Türk yazı dilinin
başlangıçtan 13. yy. başlarına kadar süren dönemdir. Eski Türkçe, ayrı yazılara
dayandığı halde aynı dil geleneğini sürdüren Göktürk, Uygur, Karahanlı yazı
dillerini içine alır.
2.Kuzey Doğu
Türkçesi
Türklerin Orta
Asya’dan çıkıp geniş bir alana yayılmaları yazı dilinin dallanmasına yol
açmıştır.Kuzey Doğu Türkçesi, Eski Türkçe’den sonra bir geçiş dönemi niteliği
taşımıştır.
3.Çağatay
Türkçesi
Doğuda Harezm
Türkçesinden gelişen Çağatayca, XV. Ve XIX. Yy.da Türkistan ve Altınordu
alanında alanında kullanılmıştır.
4.Batı Türkçesi
Genel olarak Hazar
denizinin güneyi ile Balkanlar arasında yaşayan Türklerin yazı diline verilen
addır. Güney-Batı Türkçesi adı verilen bu yazı dili XIII. yy. başlarından beri
kullanılmaktadır.
Türkçe
kelimelerin etimolojik gelişimine örnekler
E.t. e.a.t. - os. T. - t.t.
Adak > ayak
- d - > - y -
E.t. e.a.t. - os. T. T.t.
Adıg > ayu > ayı
- d - > - y - - u > - ı
E.t. e.a.t. - os. T. T.t.
Edgü > eyü / eyi > iyi
- d - > - y - -ü > -i - e > - i
E.t. e.a.t. - os. T. T.t.
Sarıg > saru > sarı
- ı - > - u - - u > - ı
E.t. e.a.t. os. T. - t.t.
Yabız > yabuz > yavuz
- ı - > - u - - b - > - v -
Hiç yorum yok: