Günübirlik izlenimlerin, düşünce ve duyguların günü gününe, tarih atılarak yazılmasına dayanan yazı türüdür.
Günlük Türünün Özellikleri
1. Başkalarının okuması amacıyla yazılma zorunluluğu olmadığı için sanatsal kaygı azdır.
2. Günlük yazıldığı için inandırıcılığı yüksektir.
3. Yazarların kendi kendileriyle dertleşme, hesaplaşma, konuşma isteklerini kâğıt üzerinde yapmalarından doğmuş yazılardır.
4. Ünlü kişilerin günlükleri belge niteliği taşır.
5. İçtenlikle yazılmalıdır.
6. Gerçekleri ve yaşanılan olayları çarpıtmadan, değiştirmeden yansıtır.
7. Doğal bir anlatıma dayanmalıdır.
8. Eski dilde "rûznâme", yeni dilde "günce" de denilen bu yazı türü, gerçek yaşamdan kaynaklanır.
9. Günlük, edebiyatımızda gelişmiş bir tür değildir. Falih Rıfkı Atay ve Ömer Seyfettin'in az da olsa bu türde çalışmaları vardır. Nurullah Ataç, bu türde yazdıklarına "Günce" adını vermiş ve başarılı örnekler sunmuştur.
NOT: Günlük türüyle anı türü arasındaki temel farklılık şudur: Günlükler olayların yaşandığı anlarda, sıcağı sıcağına yazılır. Ancak, anılar olaylar yaşandıktan çok sonra kaleme alınır.
Türk Edebiyatında Günlük
Türk edebiyatında Suut Kemal Yetkin, Seyit Kemal Karaalioğlu ve Oktay Akbal günlüklerini kitap olarak yayımlayan sanatçıların başında yer almaktadır. Ayrıca Oğuz Atay’ın “Günlük Bütün Eserleri”; Nihat Erim in “Günlükler”; Fevzi Çakmak’ın “Mareşal ve Günlükleri”, Salah Birsel’in “Papağanname Günlük” adlı eserleri bu türdedir.
Günlük-Anı Farkı
Anı ile günlük çoğu zaman karıştırılmaktadır. Günlük, adından anlaşılacağı üzere yaşanırken, günü gününe yazılır. Anı ise aradan zaman geçtikten sonra yazılır. Örneğin kişi günlüklerinden yararlanarak ileride bir anı kitabı kaleme alabilir. Günlük yazarı sadece kendisini ya da kendisini merkeze alarak çevresindekileri anlattığı hâlde; anı yazarları başkalarını anlatabilir.
Hiç yorum yok: